Bölüm 2: Konuğumuz Seyhan Yüceyatak Yazdı: Allure Of The Seas ile Batı Karayipler

1.Gün Thy ile Miami’ye geliyor ve otelimize yerleşiyoruz. Ertesi sabah rehberimiz ile şehir turuna başlıyoruz. Bu Miami’ye dördüncü gelişim. Bugünkü turu daha önce de almıştım ama arkadaşlarım ile beraber gezmek adına bende katıldım. Rehberli dolaşmak zamanı iyi kullanmak ve daha iyi bilgilenmek adına iyi oluyor. Miami şehir turunda Coral Gabler, Biltmore oteli, zengin evlerinin bulunduğu bölgeler, Kübalı’ların yaşadığı Little Havana, Versace’nin evi, South Beach’i dolaşıp, fotoğraflarımızı çekip, gemimize geliyoruz. Gemimizi önceki yazımda tanıtmaya çalıştım. Çok çok keyifli bir gemi.

2.Gün ikinci durağımız Nassau.
Nassau Bahama milletler topluluğunun başkenti. Bahama nüfusu 350 bin. Nassau’da 250 bin kişi yaşıyor. James Bond, Jaws, Casino Royal filmlerine ev sahipliği yapmış. Bu nedenle de oldukça ünlenmiş. Şehirde panoramik bir tur yapıyoruz. Koloniyal mimarinin en güzel örneğinden biri olan hükümet konağını, limandaki Fort Fincastle, John Watling’in içki imalathanesini gördükten sonra, dünyaca ünlü Atlantis otelini görmek üzere cennet adasına gidiyoruz. Otelin 21 havuzu 7 restoranı var.

Pek çok ünlünün uğrak yeri. Casino’su ile ünlü bu otel mutlaka görülmeli. Buradaki serbest zaman sonrası şehir merkezine gelip Karayipler’in en meşhur Rum Cake Factory’de birbirinden nefis keklerimizi yedikten sonra Straw Markete geliyoruz.

Burada hediyelik eşyalar, yöresel ürünler alıcıların beğenisine sunulmuş. Nassau Unesco tarafından yaratıcı şehirler ağına dahil edilmiş. Yöreye özgü hasır şapka ve sepet alınabilir.

Günün sonunda rehberimizin bir sürprizi ile karşılaşıyoruz. Her tur sonu bir sürprize hazırlıklı olun.

Gemiye bindikten sonra ayrı bir mutluluk tek derdiniz acaba hangi katta ne yesem. 16. Kattaki açık büfede mi, Central Park’ta yeşillikler içinde mi, cadde de mi?
Yoksa okyanus manzaralı restoranda mı? Yemek sonrası hangi show’a gitsem veya hangi salonda ne tür müzik dinlesem veya dans etsem?

3.Gün Karayipler denizinde Yucatan yarımadası kıyısında bulunan bir ada olan Cozumel’e gidiyoruz. Ada merkezi San Miquel’e giderken harika fotoğraflar çekiyoruz. Aslında önceki yıllarda uçak ile Meksika’ya gelmiş Cozumel’de kalmıştık. Bu nedenle tur almayı düşünmemiştim. Rehberimiz’in yönlendirmesi ile bu tura da katıldım. İyiki de katılmışım.

Maya kültürünü daha yakından tanıyıp bilgilerimi tazeledim. Tekila yapımını öğrenmek adına bakmak, Meksikanın spesiyali fajita yemek bu günün güzellikleri. Tur sonunda deniz keyfi ile günümüzü taçlandırdık ve sonunda yine rehberimizin bir sürprizi. Gemiye dönünce güler yüzlü personel, yine restoran ve menü seçimi, eğlence show seçimi sanki rüyada gibiyiz. Bu gemi bizi çok şımarttı.

 

Sonraki gün Honduras’ın en turistik adası Roatan. Bu tur aslında bir plaj turu. Tabyana plajı bugüne kadar gördüğüm, yüzdüğüm en güzel plajlardan biri. Burada daha önce hiç görmediğim ve duymadığım slot adındaki bir hayvanı görüyoruz. bu hayvanın özelliği çok yavaş hareket etmesi. sırf bu hayvanı görmek bile bu güne değerdi bence.

Gezi sonu yine rehberimizin bir sürprizi. Gemiye dönüş yine ne yesem nerede eğlensem, yüzen şehirde 1 gece daha derken bitiyor. oysa ki şımartılmaya çok alışmıştık.

Ertesi sabah Costa Maya 1 saatlik otobüs yolculuğu sonrası mayaların en önemli şehirlerinden Chacchoben’e geliyoruz. bölgedeki büyük ve küçük piramitleri rehber eşliğinde gezerek bilgilerimi tazeliyorum. Günün sonrası yine deniz.

Artık o kadar denize doyduk ki bu defa denize girmeyip etrafta dolaşmayı halkla kaynaşmayı ve fotoğraf çekmeyi istedim. Bu da ayrı bir keyif. içime hüzün çöktü eve dönüş yaklaşıyor. Yarın sabah bu yüzen şehirden ayrılıyoruz. Umarım bu son olmayacak. Torunumla en kısa sürede tekrar geleceğim. Ben bu güzellikleri yaşarken onu mahrum bırakamam. Çünkü o da en az benim kadar keyif alıyor.

Bu turun sonunda da yine rehberimizin sürprizi, yine gemiye dönüş ve gemideki güzellikler. Ertesi sabah gemiden ayrılış.

Önceki gelişimde Sawgrass Outlet turuna katılmamıştım. Seyahatlerimde alışveriş hiçbir zaman önceliğim olmamıştı. Bu defa Florida eyaletinin en büyük outlet merkezini görmek istedim. iyiki de gitmişim. 4 futbol sahası büyüklüğündeki devasa alışveriş merkezini görmüş oldum. Her şeyden önemlisi daha önce tadı damağımda kalan, her amerikaya gidene cheese kek yemeden dönmeyin deyipte yemeden dönmek olmazdı. Arkadaşlarla birbirinden enfes Cheese Cake’lerden hangisini seçeceğimize zorlandık. Cappucino eşliğinde keklerimiz ile lezzet şölenini de tamamlayıp, damağımızda nefis tadlar, ruhumuzda güzel anılar, aklımızda yeni bilgiler, eşsiz deneyimlerle döndük.

Yazımı şu anekdotla bitirmek isterim. Yaşlı bir büyüğüm benim gezip görme merakımı çok taktir ederdi. Her seyahat dönüşü büyük bir keyif ve ilgi ile anılarımı dinlerdi. Bir gün bana vasiyet gibi bir şey söyledi. ‘kızım gördüğün gibi çok yaşlıyım, gözlerim görmüyor, kulağım az işitiyor. Ne gazete, ne kitap okuyabiliyorum, ne tv seyredebiliyorum. Kendimi oyalamak için tüm hayatımı düşünüyorum. Çocukluk, gençlik, iyi günler, kötü günler, evilik, iş hayatı, torun torba hepsini düşünmek anca yarım saatini dolduruyor. Ama gezdiğim, gördüğüm yerleri düşünmek beni fazlası ile oyalıyor. Tekerlekli sandalye ile bile gezdim, şimdi onu da yapamıyorum. O anılar beni oyalıyor. Ben de her gittiğim yerden küçük objeler topluyorum. Evden çıkamadığım zamanlar kalın gözlüklerimle onlara bakarak avunmayı düşünüyorum. Bir anlamda yaşlılığıma yatırım yapıyorum. Umarım 12 yaşındaki torunum benim izimden gider.

Tüm seyahat severlere sağlık ve bol seyahati günler dilerim.

Seyhan Yüceyatak

Karayipler Gemi Turlarını incelemek için hemen tıklayabilirsiniz.

Comments (0)
Add Comment