Florida Turumuza Neden Cruise Tatilini Dahil Ettik.

”Florida Turumuza Neden Cruise Tatilini Dahil Ettik” Ufuk Özbey Eligül yazdı.

Genç bir kızınız varsa artık sizinle değil arkadaşları ile tatil yapmak istiyorsa, siz de onunla olmak istiyorsanız ve yalnızca on gününüz varsa işiniz çok zor. Hem sizin dinlenebileceğiniz, hem birlikte eğlenip hoş vakit geçirebileceğiniz, hem kalori hesabı yapmadan yiyip içeceğiniz ve yeni tatlarla tanışacağınız, denizin, kumsalın ve güneşin tadını çıkartabileceğiniz, hem eğlence parklarında coşacağınız, hem de yeni yerler keşfedebileceğiniz, ailenizin her ferdine hitap eden bir tatil planlamak zorundasınız.

Geçen yaz Amerika’nın Florida eyaletini gezmeyi planlamıştık. İstanbul’dan Miami’ye uçuşumuzu satın aldık. İlk başta planımız Miami – Orlando üzerinden Alabama’ya kadar gitmekti. Hazır Atlas Okyanusunun yanı başındayken, turumuza kısa bir Bahamalar gemi seyahati ilave etmeye karar verdik. Böylece biraz önce saydığım bütün beklentilerimizi aynı anda çözmüş olduk. Royal Caribbean’ın Mariner Of The Seas gemisinin 4 gecelik  Bahamalar turuna rezervasyon yaptırdık.

Bahamalarrrr…
Nasıl ama kulağa çok hoş gelmiyor mu? Çok da iyi yapmışız…
Adı üstünde “Denizlerin Denizcisi” ile enerji dolu, eğlenceli tam da keyfimize göre bir tatil yaptık. Gemi seyahatleri kesinlikle bütün aile için mükemmel bir seçenek. Bir yere ulaşmaya çalışırken yine tatil modunda olduğunuzu düşünün, valiz toplama derdi olmadan yeni yerlere ulaşabiliyorsunuz. Her gün nerede kalayım, ne yiyeyim, nerede suya gireyim, nerede eğleneyim derdiniz de olmuyor. Gemide her şey altın tepsi ile beğeninize sunuluyor. Aynı zamanda daha ekonomik. Karada otel, yemek, araba kiralama, otopark o, bu, şu derken toplamda çok daha pahalı bir tatil yapmış oluyorsunuz. Biz uçuşlarımızı önceden planlayıp cruise turunu sonradan dahil ettiğimiz için Royal Caribbean’dan ‘cruise only’ satın aldık. Ama siz uçuş, transfer, otel ve rehberlik dahil paket satın alın. Bu şekilde tatiliniz kesinlikle daha ekonomik olacaktır. İşte bu sebeplerden dolayı gemi tatillerinin popülaritesi son yıllarda büyük ölçüde arttı ve biz de şiddetle tavsiye ediyoruz.

 

 

 

 

 

 

 

 

 

Miami

Miami ile ilgili tavsiyelerimi ayrı yazıda paylaşmak istiyorum aslında. Burası Latin amerika’nın başkenti lakabıyla anılıyor. Birkaç günde gezebilmek pek de mümkün değil. Gemiye biniş gününden 1 gece önce geldiyseniz eğer, çok kısa da olsa şehrin tadını çıkartabilirsiniz. Uçuşlar genelde akşam saatlerinde Miami’ye varmış oluyor.

Uçakta uyuyup dinlenmenizi öneririm. Otelinizi de şehir merkezinde seçerseniz  vakit kaybetmeden şehrin gece hayatına dalabilirsiniz.  Paket turlarda genelde bu şekilde planlanıyor. Şehrin kalbi “Bayside Marketplace”’de atıyor. Buraya yürüme mesafesindeki oteller turlarda tercih ediliyor. Otele yerleşir yerleşmez siz de soluğu burada alın. Restaurantlar, cafeler ve açık hava konserleri… Yiyip, içip eğlenin.

 

Ertesi sabah gemiler akşam üzeri hareket ettiğinden yarım günlük  otobüsle panoramik bir şehir turu veya tekne turu yapabilirsiniz. Çok zamanınız yok onun için turları tercih edin ve görsel bir şölene hazır olun. Little Havana, Ünlüler adası, Ocean Drive, Miami Beach, South Beach, Wynwood Walls, Bayfront Park, Freedom Tower, American Airlines Area, Coconut Grove…2 gece önce geliyorsanız,  Miami gezilerinize  Key West ve Everglades National Park ve timsahlar gezisini de ilave edebilirsiniz.

Wellcome On Board

Geminin hareketinden saatler önce limana gidip gemiye binebilirsiniz. Miami Limanı çok büyük, havalimanı gibi. Onlarca desk olduğu için kolayca hiç beklemeden giriş işlemlerinizi tamamlayabiliyorsunuz. Yalnız odanıza ve valizinize öğleden sonra kavuşabiliyorsunuz. Onun için yanınıza küçük bir çanta hazırlayın ve aktivitelerden  hemen faydalanmaya başlayın.

Aktivitelerle ilgili detay yazmaya hiç gerek  yok. Burası yüzen bir tatil köyü gibi adeta. Aklınıza gelebilecek her yaşa hitap eden her şey var. Havuzlar, jakuziler, su kaydırakları, onlarca yemek alternatifi, barlar, spa, fitness, spor olanakları, çocuk eğlenceleri, Gösteri salonları, buz pateni pisti ve casino.

Şovlar, canlı müzikler, her gün onlarca aktivite eğlence….Say say bitmez. Ama hepsinden önemlisi gemi personeli harika. On numara beş yıldız hizmet veriyorlar. Güler yüzle ve tüm içtenlikleriyle. Bayıldıkkkk….Geminin kalkış saatinde de üst güvertede olun. Gemi limandan ayrılırken muhteşem Miami manzarasını kaçırmayın. Şehrin tepeden görünüşü üç boyutlu şiir gibi…Bu büyüye kapılıp video ve fotoğraf çekmeyi unutmayın sakın.

Bahamaların Başkenti Nassau

Nassau otantik Karayip adası havasından çok Kuzey Amerika şehri havasında olduğundan bu adayı favorilerim listesinde ön sıralara alamam, ama yine de turkuaz renkli denizi, bembeyaz plajları, pırıl pırıl güneşiyle bizim için çok keyifliydi. Su sıcacıktı saatlerce okyanusun tadını çıkarttık. Beyaz olduğundan olsa gerek kum ayaklarımızı yakmadan yalınayak sahil boyunca yürüyüş yaptık. Şemsiye kiralayıp öğle saatlerinde güneşten biraz kaçıp dinlendik ve ananas kokteylerinin tadına baktık. Kendimizi cennetin bir köşesini keşfetmiş gibi hissettik.Siz kara turlarına katılıp şehri gezmeyi tercih edebilirsiniz  ya da tekne veya dalış turu yapabilirsiniz.

Şehri kendiniz de gezebilirsiniz. Liman şehir merkezinin yanı başında olduğundan, Rawson Meydanı, Parlamento Binası ve Halk Kütüphanesi gibi yerlere kolayca ulaşabilirsiniz. Biz sabahtan kültürel bir gezi yapmak istemedik plajların tadını çıkartmayı tercih ettik. Limandan plajlara giden tekne ve araçlar var. Kişibaşı 4 dolara her yere ulaşmak mümkün. Cennet Adası ve Cabbage plajı bizim tercihimiz oldu. Atlantis Otelini gezdik. Eğlence parkına gitmedik. Çünkü Miamiden sonraki rotamız Orlanda olduğundan hakkımızı oraya sakladık.Akşam yemekten sonra Bay Street denilen ana caddede ve Straw Markette dolaşmak istedik. Ama yanılmışız akşam saatlerinde her yer kapalıydı. Cadde boyunca yürüyüp geri döndük. Alışveriş meraklısı kızım biraz bozulsa da gemiye ve eğlenceye dönünce sorun kalmadı.

Cococay Adası

Bir sonraki limanımız Cococay Adasıydı. Royal Carabbean’a ait küçük ıssız bir ada. Teknelerle adaya çıkıyorsunuz ve yerli bir orkestra Reggae  müziği eşliğinde sizi karşılıyor. Issız bir adaya giderken yanınıza almanız gereken üç şey nedir bilmiyorum ama hiç bir şeye gerek yok bu adada.  Nassau plajlarındaki gibi şezlonglar  ve şemsiyeler için pazarlık etmenize de gerek kalmıyor.  Yemek büfesi ve soft içecekler de dahil olmak üzere her şey ücretsiz. Plaj da barlar da var. İçecek paketi aldıysanız burada o da geçerli. Oyun parkı ve alışveriş ekstra tabii ki. Ama dedim ya biz parklarla hiç mi hiç ilgilenmedik ve yine doğanın doyasıya tadını çıkarttık. Tropikal iklimi de yaşattı ada sağ olsun bize. Kısa bir süre de olsa ıslandık. Muson yağmuru olmadan olmaz dedik güldük geçtik ıslak halimize. Zaten suya girip ıslanacaktık dedik tadımızı kaçırmadık. Ayrıca bu ada duygularımıza tavan yaptırdı, Şair de olduk.

Cennet neydi?
Düşlediğimiz muhteşem bir bahçe değil miydi?
Yeşil bitkilerin, ağaçların, meyvelerin, mavi suların olduğu huzur dolu bir yer…
İşte tam da ortasındayım cennetin…
Sol tarafımda uçsuz bucaksız mavi okyanus,
Ufuk çizgisinde yine masmavi gökyüzü ile birleşiyor
Bembeyaz kumların üstünde sahil boyunca yürüyorum
Sağ tarafımda yemyeşil palmiyeler savruluyor hafif esintide,
Yorulunca gölgesinde dinlenebileceğimi umuyorum
Başka cennetler de var biliyorum
Hepsini keşfetmek istiyorum

Evettttt….
Sanırım 4 gecelik bir tur bize yetmedi. Seneye daha uzun bir turda görüşmek üzere deyip Karayiplere veda ettik.

UFUK ÖZBEY ELİGÜL
@ufukname
Photoby: @caneleligul @sezineligul
www.ufukname.com

Gemi Turlarını incelemek için hemen tıklayabilirsiniz.